“Bir varmış, bir yokmuş” diye başlar bütün güzel masallar ve gökten düşen üç elma ile son bulur. Elmalardan birini kapmış mutlu bir çocuktum. Evin en küçüğü, annemin gözbebeğiydim. Çok güzel resimler çizerdim. Ailem ve öğretmenlerim beni bu konuda cesaretlendiriyordu. Güzel Sanatlar Resim Öğretmenliğini kazanmama rağmen ergenliğimin hakkını verdim ve ailemden uzakta Ankara’da Çocuk Gelişimi ve Okul Öncesi Öğretmenliği okudum.
On beş yıl okul öncesi öğretmeni olarak çalıştım. Çocuklarla çalışmak beni tazeledi, enerjime enerji kattı, onların saf çıkarsız sevgileri bana umut oldu geleceğe dair. Bir öğretmen olarak mesleğimi hakkıyla yaptım. Ama görsel sanatlar aşkım hiç bitmedi. Fotoğrafçılık, dans, müzik, koro, spor hayatımdan hiç eksik olmadı. Ta ki eşim Hollanda’ya taşınmaya karar verinceye kadar. “Beyim göçü” diyerek takılıp geldim peşinden. Kızım ve oğlum da katıldılar maceramıza, yolumuza ışık oldular, yeni bir ülkeye alışmak kolay değildi, pes ettiğimiz zamanlarda çocuklarımız kaldırdı bizi ayağa, onlar Hollanda’yı çok sevdi, onlar çok sevdiği için biz daha çok sevdik.
Bir yıldır burada yaşıyoruz. Hollanda’nın doğa güzellikleri, parkları, kanalları, ormanları, benim fotoğraf aşkımı yeniden canlandırdı. Bu güzellikleri ölümsüzleştirmeliyim diye çıktım yola, çektim de çektim, çiçek, böcek, yağmur, çamur demedim. Yetmedi, hayaller kurmaya başladım daha fazla ne yapabilirim diye. Tüm vaktimi verdim fotoğrafçılığa.
Şimdi kurulan hayallerin gerçeğe dönüşme vakti geldi çattı, çok heyecanlıyım ve en çok bu kısmı seviyorum 😉
İnsanın sevdiği işi yapması paha biçilemez. Çekerken içimdeki heyecanı, gözümdeki ışıltıyı, yüzümdeki gülümsemeyi hissettiğimde, evrene göz kırpıp, teşekkür etmeyi unutmuyorum.
Ben Aylin Papi Şahin; fotoğraflarımda heyecanımı, duygularımı yansıtıyorum. İçimdeki çocukla el ele verip bir yola çıktık gönlünüzdeki fotoğrafları çekmek için.